Close

Popüler Bir Sendrom Olarak Tükenmişlik

Yoğun iş yükü, zaman baskıları, yöneticiyle yaşanan sorunlar, ekip içerisindeki dengesizlikler, sonlandırılamayan işler, bürokrasi içerisine sıkışıp kalmış projeler, yoğun mesailer, iş özel hayat dengesinin bozulması… İş yaşamında karşılaşılan zorluklardan sadece bir kısmı bu saydıklarımız. Bütün bu zorluklar herkesin zaman zaman gergin, stresli ve mutsuz hissetmesine katkıda bulunabilir.

Yoğun ve zorlayıcı taleplerin uzun süreli olması ve kişinin kaynaklarını az olması tükenmişlik sendromu (burnout) denilen durumun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Tükenmişlik sendromu, bireylerin yaşadığı bitmek bilmeyen yorgunluk ve halsizlik hissi, yapılan işlerin anlamsız ve gereksiz gelmesi, çalışanın kendini sürekli mutsuz hissetmesi olarak tanımlanabilir.

Tükenmişliği Nasıl Anlarız?

Tükenmiş hissettiğimizi vücudumuz ve ruhumuz çeşitli alarmlar verdikten sonra hissetmeye başlarız genelde. Nasıl alarmlar bunlar? Fiziksel, duygusal ve davranışsal düzeyde alarmlar… Fiziksel olarak; baş, boyun ve sırt ağrısı, kas ağrısı, yorgun ve tükenmiş hissetme, yeme ve uyku alışkanlıklarında değişiklik olabiliyor. Duygusal belirtilerin arasında ise başarısızlık, umutsuzluk, yorgunluk hissi, tedirginlik, endişe ve mutsuzluk, motivasyon düşüklüğü, sabırsızlık, depresif duygudurum sayılabilir. Sorumluluktan kaçma, kendini izole etme, işleri erteleme, işe geç gelme ya da gelmemek artık bu hislerimizi davranışa döktüğümüz alarmlar arasında sayabileceğimiz bir kaçı. Psikolojik danışmanlıkta en kıymetli amaçlardan biri koruyucu önleyici farkındalıkların kazanılmasıdır. Haliyle tükenmişlikle  çalışırken de amaç henüz tükenmeden ve yukarıda belirtilen alarmlar verilmeden kişinin bedeninde ve ruhunda başlayan değişiklikleri fark etmesini ve gerekli aksiyonları alması konusunda tıkanıklıklarını açmasını sağlamaktır.

Neden Tükenmişlik yaşarız?

Tükenmişliğin kaynağı kimi zaman tek bir durumdan kaynaklı iken kimi zaman da birden fazla durumun birbirleriyle etkileşmesi sonucu ortaya çıkabilmektedir. Genelde tükenmişlik konusunda düştüğümüz hatalardan en dikkat çekeni problemin kaynağının tamamen organizasyonel sebeplerde aranmasındadır. Oysa danışanla bir araya geldiğimizde organizasyonel zorlukların yanı sıra kişisel faktörlerin de tükenmiş hissetmemiz konusunda katkılarının azımsanmayacak derecede olduğunu görüyoruz. Örneğin mükemmeliyetçilik, statü endişesi, kaygı (anksiyete) duygusunu yönetmekte zorluk, özel hayatta yaşanan zorluklar gibi faktörler kişisel faktörler arasında sayılabilir.

Son yıllardaki çalışmalar  yaşanılan tükenmişlik hissini sadece yoğunluktan kaynaklanmadığı yalnızlığın da önemli bir faktör olduğunu göstermektedir (Seppala & Kimg, 2017). Bu araştırmalar bize kişinin kendi kaynaklarını bulmasının ve kullanmasını öneminin yanı sıra sosyal ve profesyonel desteğinde önemini vurgulamaktadır. Sorunun kaynağı iş yaşamı olsa da kişinin bu durumun üstesinden gelmek için yapabileceği farklı yollar da bulunmaktadır.